Aşk Mürekkebi

Aşk mürekkebi gül kokulu kalemi kuşattığı bir gecede,

Her muamma cevap bulur, çözülür birkaç hecede.


Bugün hüzün ülkesindeyim. 

Bu ülkede gözyaşı yok!

Gözlerin göremeyeceği kadar uzak,

Güneşin inemeyeceği kadar derin mülahazalar var. 

Bu ülkede çığlık yok, nidalara meydan okuyan suskunluklar var. 

Bu ülke derin düşünce ülkesi...

Burada konuşan sinedir,

Burada yalnızca kalp cevelân içindedir.


Bu ülkeye girmeden çözülmez kalemin dili. 

Bu iklimde yaşamayan gönül laldır,

Konuşmayı bilmez, yazmayı bilmez.

Bu ülkeye aç gelinir, tok gidilir.

Çıplak gelinir, giyinik gidilir. 

Mecruh gelinir, mesrur gidilir. 

Yayan gelinir, binekli gidilir. 

Bu ülkeye biçare gelinir, bin çareyle gidilir.


Ve ben de şimdi bu ülkedeyim…


Memleket yollarını kısaltırken bir can düştü aklıma,

Aklım bir cana düştü. 

Dağıldı cümleler, her biri bir yana düştü. 

Sayfalara bir hüzün, kalem üryana düştü. 

Düşünceler savruldu, kurşun olup fizana düştü…


Özleminle bir kor büyür tenim içinde,

Ben değil, hüzün ülkesi benim içimde…


Uzaklarda, çok uzaklarda bir yerlerde atan kalp, ab-ı revan olur yüreğime. 

Arada aşılması güç dağlar olsa da,

Bitmez tükenmez yollar olsa da, o nefesi hissederim her gece yanaklarımda. 

Biliyorum ki vuslatı getirecek olan bu hasrettir. 

Hayalleri gerçek kılacak olan kalbimdeki yanık kokusu, sevgimdeki basirettir. 

Gözler konuşup, eller buluşmasa da biz rüzgâra sesimizi bırakır,

Güvercin kanadının altında gizleriz kelimelerimizi. 

Hasretin külfetini çeksek de, sevgilerin en güzel olanını yaşarız. 


Nil’i perde dolar alnına, öper seni melekler

Naçizane kelimelerim yürüyemez, emekler


Yürüyorum, gözlerim hep bir noktada. 

O nokta da bir ışık. 

Işık da bir yıldız, yıldız da bir pencere… 

Pencerede bir perde, perdenin arkasında bir çift göz… 

Bu gözlerde sedef, bu gözlerde dolunay… 

Bu gözlerin ardı koskoca bir diyardır, 

Bu gözlerden bakan Aziz Yardır…


Yıllarca gönlümün okuyacağı aziz kelamsın

Nur-i ayn’ım, ezelden kalbime verilmiş selamsın


Aynı kubbe altında, aynı gecenin karanlığında açılır ellerimiz. 

Her kelime dua olur, her kelime ibibik olur ulaşır merhametin merkezine. 

Aynı satırları okur, aynı kelimelerle konuşuruz.

Aynı bedende yaşar ruhumuz. 

Aynı hava dolar ciğerlerimize. 

Aynı musikiyi dinler, aynı şarkıyı söyleriz.


Kadim Dolunay

En Çok Görüntülenenler