Mavi Bir Düş

Mavi

Turkuaz kıyılarında mavi bir düş değer alnımıza.

Ve maviyle çizilir ömrümüzün en ümitvar resmi.

Her harfe, bir katre mürekkep sıçrar ses tellerimizden;

Bulaşır sözlerimize mavi…


Hüznün gri yalnızlığında yolları dinler suskunluğumuz.

Her sesin rotasında sonsuzluğa götürür bizi bir mavi.

Kirpiklerimiz boyarken gökyüzünü,

Ötelerden masmavi bakar düşler gözlerimize.

Peygamber çiçeği sevinçler büyür içimizde;

Biraz mor, biraz mavi…


Yeşil

Yeniden hayatın rengini kuşanmış,

Daha dün ölümü fısıldayan ağaçlar.

Yapraklar, yeşiliyle söyler şükür ezgisini…

Karanlık, bir filizin gölgesine düşerken

Baharın sahuruna uyandırır bizi kuşlar…


Güneşi sarıya boyayan bir çocuğun

Kızıl saçları dökülür dağların yeşil yamacına.

Kıpkızıl düşüncelerle seyrederken Güneşin batışını,

Rüzgâr karanlığa üfürür gözlerin aydınlık bakışını.

Ve içimizi doldurur akşamın hüzün damlaları…

Yemyeşil bir ummandır hayat

Ve biz, sonbaharın sarı gölgeli adamları…


Siyah

Bir beyaz sayfaya, “selam” diyerek başlar siyah.

Her kelime sonrasında bir boşluk miktarı terennüm…

Ve sonra sığ kelimeler dizilir sayfaların akına.

Her hece, tükenişi olur siyahın, beyazın göğsünde…


Bir gelin duvağının ardında

Aynı deseni çizer,

Aynı nakışa renk verir vuslat ve ayrılık:

“Gelinlik beyaz, mendil beyaz…”

Bir ölüm haberiyle,

Bir doğum müjdesi aynı vakti yudumlarken

Aynı kalbe düşer acı ve sevinç:

“Kefen beyaz, kundak beyaz…”

Ve adımlarımızdan hızlı yürürüz birden…

Siyahıyla takip eder bizi ayak izlerimiz.

Ellerimiz uzanır yırtar gümüş renkli perdeleri,

Tutarız bulutların beyazından.

Bulanık bir renk bırakır içimize bulutlar…

Ve silinir parmak izleri,

Gözlerimizin akından tanır bizi umutlar…


Kırmızı

Kıpkırmızı bir susuşla boyanır yüzümüz, en deruni feryatlarla.

Yutunca kelimeler bütün kırmızıyı;

Çekerler kanımızı damarlarımızdan eflatun sazlıklarla.


Pembe hayallerin menekşe yangınlığında

Utangaç bir dilberin al yüzü dökülür Fırat’ın şakağına…

Kırmızı ebrular çekilir dalgaların omuzunda;

Gömülürler Dicle’nin afakına…


Susamış bir çocuğun gözlerine takılır, sendeler kehkeşan

Annesinin avuçlarına dayarken kırmızı dudaklarını!

Yine gülü kırmızı sever bülbül,

Yıkarken Kernek Şelalesi’nde ayaklarını.


Kadim Dolunay

En Çok Görüntülenenler