Hasret

Hasret ki;

Kalû belâ’da tanıştık onunla,

Ve Cennetten ayrılışımızla dokundu hâlet-i ruhiyemize.

Hasret ki en hüzünlü duruşlardan yansır mânası…

Hâlâ yastıkların desenlerine dokunur

Gözlerin tavan boyayan derinliğinde…

Yorgan altında sağanak sağanak titreyen dudakların,

Üşüyen parmakların donduran serinliğinde.

Sahi, ne çok ağladık;

Ne çok uykusuzluk yaktık şu karanlıklara…


Yollar, hasret ve vuslat arasında bir kulvar…

Her viraj, hasret eşiğinden bir uçurum…

Her yokuş, hıçkırıklı bir vedadan yansıyan zulüm.

Gidişlerin ardından dökülen bir avuç suyun,

Kalbin yangınına yürüyüp, ateşe direnişi…

Yüreğe dökülen bir damla gözyaşının

Vuslat güneşini bekleyişi…

Sahi, ne çok yol gözledik;

Ne çok gözümüz düştü şu yollara…


Hayallerimiz kadar mutlu,

Hayallerimiz kadar ümitli seslenişlerle

Aksediyoruz dünyanın fütursuzluğuna.

Özlemler birikiyor yolların arkına;

Bir baygınlıktan bir yangınlığa yürüyoruz…

Düğümler atılıyor dilimizin çarkına;

Hasretle pişirilmiş kelimeler düşürüyoruz.

Sahi, ne çok özledik;

Ne çok özlemler çizdik şu duvarlara…


Kadim Dolunay

En Çok Görüntülenenler